top of page
Sevr.jpg
Sultan.jpg
Hz Ali - Ilim Kapisi.jpg
Cennet Lalesi.jpg
Kiz Kulesi.jpg
Tavaf.jpg
Mesnevi 18 Beyit Sema.jpg
Dongu.jpg
Hilye-i Serif 1.jpg

Minyatür Sanatı

 

Tarihin en eski dönemlerine dayanan bir resim sanatı olan minyatür, her devirde farklı milletlerin karakterlerine özgün bir tarzda işlenmiş, ve birbirinden farklı ekoller ortaya çıkmıştır.  Bu sanat Çinliler ve Türklerden İranlılara, oradan Avrupa'ya geçmiştir; Türkler ve İranlılar ise bu resim tarzına renkli resim manasına gelen "nakış" ve bunu yapanlara da “nakkaş” demişlerdir. Mısırlılar bu sanatı papurus kağıdına uygulamışlardır ancak buu eserler muhafaza edilememiş ve günümüzde pek örnek kalmamıştır.

 

Orta Asya Türk şehirlerinde yapılan arkeolojik çalışmalarda milattan birkaç asır öncesine ait minyatürlü kitap ve eserler bulunmuştur. 8. yüzyılda Uygurlular tarafından ele alınan minyatür sanatı dini ve dünyevi sahneleri anlatmışlardır. Uygur Türkleri minyatür sanatını kitaplarına zengince işlemiş, ve bu sanatta oldukça ilerlemişlerdir.

 

9. yüzyılda Selçuklular tarafından ele alınan Bezeklik duvar resimleri ile birlikte, Minyatür Sanatı Orta Asya’da Çin resminden ayrılarak karakteristik bir Türk resim üslubu haline gelmiştir. Orta Asya'dan yayılan bu sanat Moğollar, Timurlar, Gazneliler, Selçuklular ve İranlılar tarafından da sanat medreselerinde icra edilmiştir. Bu milletlerin sanatçılarının ve ressamlarının şehirden şehire dolaşması, bu sanata ait bilgilerin ve tecrübelerin yayılmasına ve yaratıcı ekollerinin doğmasına sebep olmuştur.

 

bottom of page